17 Ocak 2012 Salı

mutlak -(çarpık algılaşmalar üzre)

kavramların ,kavramlaştırılmış halinin kendi kavram boyutundan başka ,diğer kavramına kavuştuğu hakikati ,bir tür gereksinim gibi algılanamayacaksa eğer olanaklılık hakkında konuşabilirz.
somut olan şeylerin ,ki belirli formları kendi ölçeklenmişliklerinde iyi bir oranla mevcuttur(altın oran).
soyut olan-soyutsallaştırılmış somut kavramlar-ın öznelliği de birebir(o ve sen) etkileşiminden gelmektedir.
her etkileşim bir iz bırakmaktadır.an için belirli bir süreyi durmadan bölüp daha da küçültebiliriz.küçültülen süreciklerle etkileşim birlikteliği ,düşünme gereksiniminden uzak(düşüncesizlik demiyorum) hissedilebilir.
neye göre kime göre sorularını sormadan "arayışın kendisi hakikattir" diyerek ,kim olduğun ,ne olduğun -geçmiş ve gelecek zamanlı olmadan-kendinle iletişiminin en kutsal evresinde gerçekleşebileceğine inanabilirim.inanabilirim evet,bu da bir inançtır.
mutlak; olanaklıdır ,bir duyuma göre..
olanaklılığın olanaksız olma olanağı nedir peki?
(az olanaklı deme lütfuna erdiysen ,ya da az olanaksız)




algı -algılama hali -algılamada kalmalar;
önce okuyup sonra düşünme: sıralamadalar...


             cenk'e ,teşekkürle

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder